AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı: Millet hakkını kullanıp kendi anayasasını yapsın
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, partinin Genel Merkezi tarafından Türkiye çapında düzenlenen ‘Türkiye Buluşmaları’ çerçevesinde ziyarette bulunduğu Yalova İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
‘Yeni anayasa çalışması her zaman gündemdeydi’
Yazıcı, konuşmasında yeni anayasa çalışmalarının her zaman gündemlerinde olduğunu ifade ederek, “Kovid sürecinin başlarında bir çalışma yapıldı. O çalışma dışında partimizde ve kimi STK’larda yeni anayasa yapılma çalışmaları sürüyor. Biz bu konuda meclis açıldığında somut adımları atacağız. Ekim ayının ilk 15 günü içerisinde ilk anayasa çalıştayını gerçekleştireceğiz” dedi.
‘Önce darbe yapıp anayasayı yok saymışlar, sonra da anayasa yapmışlar’
Konuşmasında Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dile getiren Yazıcı, “Bugüne kadar Osmanlı döneminden başlayarak Cumhuriyet dönemine kadar halkımız bu hakkını kullanamadı. Halen kullanılan anayasamız da darbeden sonra darbeciler tarafından yapılan anayasalardır. Yani önce darbe yapıp anayasayı yok saymışlar, sonra da anayasa yapmışlar“ şeklinde konuştu.
‘Millet kendi anayasasını yapsın’
Yazıcı konuşmasının devamında, “Anayasada o günden bu güne kadar çok fazla değişiklik yapıldı. Bu değişikliklerden kaynaklanan uyumsuz alanlar oluştu. Hem de millet bu alandaki hakkını kullanıp kendi anayasasını yapsın” diye konuştu.
‘Böyle siyaset olmaz’
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Türkiye’yi 10 yıl içinde Avrupa Birliği’nin tam üyesi yapacağız. O zaman fiyatlar 10 kat aşağıya düşecek. Bir litre rakı 140 TL olacak” açıklamaları hakkında konuşan Yazıcı, “Böyle siyaset olmaz. Elbette ki Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri var, devam ediyor. Müzakerelerin kesiştiği yerler var, sebepler var. Ha bunları kaldırabilirsek, değerlerimizden, birlik bütünlüğümüzden, kırmızıçizgilerimizden ödün vermeksizin. Örneğin, Kıbrıs davasından vazgeçmeksizin. Ülkenin bölünmez bütünlüğü konusunda, anarşizmi temsil edenlere prim vermeksizin vesaire olursa elbette ki Avrupa Birliği’yle tam üyelik müzakeresi düşünülür” şeklinde ifadelerde bulundu.
‘İsrail ve benzerleri söz konusu olduğunda insan hakları kavramı rafa kalkar’
İsrail’in Lübnan’daki saldırılarını da değerlendiren Yazıcı, şu ifadelerde bulundu:
“Orta Doğu’da büyük bir katliam, bebek, kadın, suç işlemeyen suçsuz insanları katletmeyi bir eşya gibi gören bir devlet yapısıyla karşı karşıyayız; İsrail devleti. Bu çok azgın bir şekilde eylemlerini sürdürüyor. Son yöntemleri kullanmak suretiyle binlerce insanı katletmeyi göz önüne alıyorsunuz. Utanç verici durum şu. Dünyada sözüm ona her yıl ‘insan hakları raporları’ yayımlamak suretiyle, ABD olsun, Avrupa olsun, kimi ülkeler insan hakları raporları yayımlamak suretiyle kendileri dışındaki ülkelerin insan hakları alanında, güya hangi düzeyde olduklarını ölçümünü yaparlar, rapora dönüştürürler ama bunlar İsrail ve benzerleri söz konusu olduğunda insan hakları kavramı rafa kalkar, onların arkasında jandarmalığa soyunurlar. İsrail bu cüret içinde, bu aymazca fiillerini sürdürüyor. Elbette ki son fiilin icra edilmesinden kaynaklı dünyada da bir uyanış var. Bizde de Ulaştırma Bakanımız açıkladı. İsrail’in icra ettiği eylem benzeri herhangi bir durum açısından Türkiye’nin risk taşımadığının altını çizdi. İnsanların çok zaruri ihtiyaçlarını gidermesi için kullanılan aygıtların belirsiz olacak bir şekilde silah işlevi görecek şekle dönüştürülmesi ve bunu da birilerinin kullanması en basit ifadesiyle insanlığın katli anlamına gelecek bir suçtur. Dünya da buna kayıtsız kalmamalı.”