Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bölücü örgütün yandaşlarını ‘3-5 oy daha alacağız’ diyerek kırmızı halıyla karşılayanlar sandıkta hesap verecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bölücü örgütün yandaşlarını ‘3-5 oy daha alacağız’ diyerek kırmızı halıyla karşılayanlar elbette milletimize sandıkta yaptıklarının hesabını verecektir.” söz konusu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde millete seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelede gerçekleştirilecek yeni operasyonlarla sadece dökülen kanların ve kaybedilen canların hesabını şehitlerden vermekle kalmayıp, geleceği de güvence altına alacaklarını söyledi.
“Terörle mücadelede, ülkemizin bekasında, huzurunda, güvenliğinde herkes ya bizden yanadır ya da karşımızda. Bu işin ortası yok, yönetim politikası yok, gri alan yok, savunulacak taraf yok. görmezden gelin veya kulaklarınızı sağır edin.” Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bu konuda çok net, kararlı ve kararlıyız. Terör örgütünü dışarıdaki destekçileri ve içerideki uzantılarıyla birlikte tamamen yok etmenin görevimiz olduğuna inanıyoruz. Milletimizin bu konuda hükümetimize tam desteğinin olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle terörle mücadeleyi siyaset üstü bir mesele olarak görerek asla güçlü bir destek vermeyeceğiz.” Bu vesileyle Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımız başta olmak üzere esirgemeyen tüm siyasi partilere şükranlarımı sunuyorum. Terör gibi milli bir meselede bile yıkıma yol açanları, bölücü örgütün tezleriyle hükümetimize saldıranları toplumsal vicdana havale ediyorum. “Bölücü örgütü destekleyenleri kırmızı bayrak olarak kullanarak 3-5 oy daha alacağız.” “Bizi halıyla karşılayanlar elbette milletimize yaptıklarının hesabını sandıkta verecektir.”
Cumhuriyetin 100. yılı
Erdoğan, Cumhuriyetin 100’üncü yılı olması nedeniyle 2023 yılının tarihte daha özel bir yere sahip olduğunu belirtti.
Yaşanan tüm zorluklara rağmen yurt içinde ve yurt dışında düzenledikleri çeşitli etkinliklerle 2023’ün hakkını vermeye çalıştıklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bu bağlamda TCG Anadolu öncülüğünde 100 savaş gemimizin özellikle Boğaziçi’nde gerçekleştirdiği geçit töreni hafızalara kazındı. Boğaziçi’ndeki geçit töreni aynı zamanda Cumhuriyeti ve Atatürk’ün mirasını kimin koruduğunu, kimin sadece istismar ettiğini de ortaya çıkardı. Elbette 100’üncü yıl olayları, Türkiye’nin geri kalanı gibi Cumhuriyeti ve kurucusunu siyasi bir ekmek sepeti haline getiren Atatürkçüleri de piyasayı ciddi şekilde endişelendirdi. siyasetten medyaya, akademiden kültür sanata kadar geniş bir yelpazede kişisel çıkar, ikiyüzlülük ve samimiyetsizliktir. Bir süredir gündemdedir. Devam eden tartışmalar ise bu hazımsızlığın henüz geçmediğinin kanıtıdır. Ancak Türkiye’nin rejimine ilişkin tereddütler, 29 Ekim 1923’te ‘Yaşasın Cumhuriyet’ haykırışlarıyla son bulan bir tartışmadır. Anayasamızın ilk maddesinde yer alan ‘Türkiye Devleti Cumhuriyettir’ ifadesi bunun simgesidir. irade. Bu konu bir siyasi polemik meselesidir. “Bu doğru değil, zaten anayasal olarak da mümkün değil.”
“Birileri aynı karanlık senaryoları yeniden canlandırmaya çalışıyor.”
Erdoğan, ülkede kimsenin Cumhuriyet konusunda tereddüt etmediğini, Cumhuriyetin kurucusuyla da bir sorun olmadığını ifade etti.
Devletin bütünlüğü, milletin birliği ve vatanın iyiliği konusunda ülkede hiç kimsenin sorumluluğunun bulunmadığına işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu kavramlarla kendine alan açmaya çalışan büyük bir yanılgı içerisindedir. Bu tartışmaları farklı amaçlara yönelik bir koçbaşı olarak kullanmaya çalışan büyük bir yanılgı içindedir. Bu tartışmaları siyasi çıkar kapısına dönüştürmeye çalışan her kimse tam bir çıkmazdadır. büyük bir hatanın merkezi. Tabii var gibi görünüyor.” Ülkemizde uzun süredir bu tür tartışmalar üzerinden siyaset ve toplum mühendisliği yapıldığını unutmuyoruz. Bunun pek çok örneğini siyasi tarihimizde 27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 12 Eylül’den 28 Şubat’a kadar görmek mümkün. Bu tartışmaları kim körükledi, kimler arasında “Ülkemizin çıkarları için hangi piyonların kullanıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Ülkemizin sürüklendiği, milletimize ne acılar yaşatıldığı, birilerinin aynı karanlık senaryoları yeniden canlandırmaya çalıştığı, ulusal hafızamızın çok iyi tanıdığı marjinal karakterlerin ve takım provokatörlerinin ortaya çıkması muhtemelen tesadüf değildir. 28 Şubat dönemi, orada burada birdenbire yeniden ortaya çıkıyor… Son on yılda yaşananlar, ister bu oyunun aktörleri arasında olsun, ister seyirci olsun, niyetini bozup yolunu kaybeden herkesin başına neler geleceğini göstermeye yeterlidir. dışarıdan bakın ve heyecanlanın.
Bırakın kişi ve kurumları, FETÖ’den PKK’ya kadar bu senaryoda kullanılan örgütlerin bile tek başlarına acı sonlara maruz kaldıklarını bilenler için bir ders niteliğindedir. Milletimiz aynı yöntem ve formüllere başvuranların yüzüne tükürmekle kalmayıp, gerektiğinde kafalarını ezebilecek basiret, akıl, güç ve cesarete sahiptir.”
Rejim tartışmaları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yıl dönümünün kutlandığı bir dönemde yeniden canlandırılmaya çalışılan rejim tartışmasının ardındaki niyetin çok açık olduğunu ifade etti.
Önlerine kurulan tüm tuzakların, Türkiye’yi kalkınma ve demokrasi odaklı ana gündeminden ayırıp kendi içine kapatarak bölgesinde ve dünyada artan etkinliğini kırmaya yönelik olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Türkiye’yi yeniden emperyalistlerin boyunduruğu altına sokmak isteyenlerin tuzağına düşmeyeceğiz. Vatanımıza, milletimize, demokrasimize hiçbir faydası olmayan yapay gündemlerle zamanımızın ve gücümüzün çalınmasına izin vermeyeceğiz. Bize dayatılan gündemlerin değil, hayallerimizin peşinden koşacağız. Gündemimizde sadece Türkiye var. Gündemimizde işler ve çalışmalar var.” Eylem var. Mazlumlara el uzatmak, mazlumların elini tutmak gündemimizde yer alıyor. Başkalarının ne yaptığı önemli değil. Biz işimize bakıyoruz, Türk Asrının inşası için gece gündüz koşuyoruz. Ülkemizi büyütmenin, şehirlerimizi geliştirmenin, aziz milletimize daha fazla huzur ve refah getirmenin derdindeyiz. “
(Devam edecek)
