Mithat Sancar’dan Bahçeli’ye: “Anayasa Mahkemesi’ni tehdit ediyor. Açıkça şantaj yapıyor”
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin “Anayasa Mahkemesi şehitlerimizin dökülen kanlarının seçim sonrasına bırakılmasını görüşecek mi? HDP kapatılmalı, bu bölücü ve terör yatağı kurutulmalı” vakit kaybetmeden kanuni defteri dürülsün, kapısına kilit asılsın”, “Anayasa Mahkemesi’ne talimat gönderiyor. Talimatı Anayasa Mahkemesi’ni tehdit etsin. Açık ve net şantaj yapıyor. Artık Anayasa diye bir şey yok, bırakın ihlalin ayaklar altına alınmasını, Anayasa’nın açık bir ihlali yok.” Tereddüt etmezler, çünkü onların kurtuluşu kanunsuzluk ve zorbalıktır. Yargıya bundan daha açık bir tehdit olabilir mi? Bu sadece MHP’nin sözü veya söylemi olarak anlaşılmamalıdır. Bu hükümetin politikasıdır” diye yanıtladı.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kümelenme toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Seçimlere işaret eden Sancar, “Gidişlerinin ne kadar muhteşem olacağını anlatmaya gerek yok” dedi.
Seçim tarihinin 14 Mayıs olduğunun söylendiğini hatırlatan Sancar, “Bu seçim kararının açıklandığı an, Cumhurbaşkanı’ndan af dileme anına dönüşecek.
Sancar’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“GİDİŞLERİNİN NASIL MÜKEMMEL OLACAĞINI AÇIKLAMAYA GEREK YOK: Güçlü olmanın yanı sıra umutların ve heyecanın yeşerdiği bir ortamda seçim sürecine hazırlanıyoruz. Hayatımızı, umudumuzu, geleceğimizi, ekmeğimizi, sabrımızı tüketmek isteyen bu rejimi, bu rejimi gönderme hayali bile çok hoş. Ayrılışlarının ne kadar mükemmel olacağını söylemeye gerek yok. Milyonlar hak ve özgürlük meşalelerini yakmış, o güzel günü bekliyor. Kesin bir kararlılıkla o ana doğru yürüyorlar. Bu kutsal bir yürüyüş ve kesinlikle başarıyı getirecek olan güçlü bir iradedir.
BU SEÇİM KARARININ AÇIKLANACAĞI AN, CUMHURBAŞKANI’NIN MİSYONDAN TEMİZLİĞİNİ İSTEDİĞİ ANA DÖNÜŞECEK: Seçim tarihi düştü, üstü belli oldu. AKP Genel Lideri bunu 14 Mayıs olarak açıkladı. Bugüne kadar seçimlerin zamanında yapılacağını söylüyordu. Her sözünden ve sözünden olduğu gibi bundan da kaçındı. Artık 14 Mayıs’ı belirlediklerini söylüyorlar. Biz HDP, ittifaklarımız ve halkımız hangi tarihte yapılırsa yapılsın bu seçime her şekilde hazırız. Bu seçim kararının açıklandığı an, Cumhurbaşkanı’ndan af dileme anına dönüşecek. Seçimlerde halk en büyük kararı verecek ve bu sistemdeki noktayı cesurca ortaya koyacaktır.
BU ORGANİZASYONU SÜRDÜRMEK İÇİN BU SEÇİMLER ONLAR İÇİN BİR HAYAT SORUNU: Bu seçim bir rejim oylama seçimi olacak. Sömürü, zulüm, inkar, savaş ve talan, hak, özgürlük, emek, demokrasi, barış ve adalet üzerine bir heyet ile bir gelecek istiyor muyuz ve bu seçimlerde oyumuzu buna vereceğimiz. Yolumuz belli. Mevcut hükümet ve oluşturmaya çalıştığı rejim, seçimlere sadece bir siyasi parti olarak girmiyor. Ele geçirdikleri devleti, emrindeki yargıyı, emniyet teşkilatını, partizan kurumlarını, çete bağlantılı yapı ve bürokrasileri, yolsuzluk ve sömürü sistemlerini seçime sokuyorlar. Sandıklardan çıkarmak istedikleri savaş, sömürü, övünme, talan, çete ve mafya sistemidir. Türkiye’yi uluslararası mafyanın yönettiği bir ülke haline getirdiler. Muazzam bir kabahat imparatorluğu yarattılar. Bu imparatorluk, sömürünün derin çarklarını bilemek için her an yaşatılmak istenmektedir. Bu sistemi sürdürmek için yapılan bu seçimler, onlar için ölüm kalım meselesidir.
OYNAMAK İSTEDİKLERİ HER OYUNU OYNAYACAK GÜCÜMÜZ VAR: Halk kendi tercihinde değil. Fakir yok, hanımlar, gençler yok. Bu ülke aslında onların seçimlerinde değil. Tek bir şey var, saltanatları. Halkın ve ülkenin üzerine bir kabus gibi çökmüş olan şer düzeni sandıktan silmek istiyorlar. Darbeci, kayyum ve gaspçı rejimlerini seçime sokuyorlar. Dolayısıyla bu seçimler çok zorlu bir çabaya sahne olacak. Her türlü zorluğa hazırız. Onların oynadıkları veya oynamak istedikleri her oyunu engelleme gücümüz var. Biz buna inanıyoruz ve milyonları inandırmak hepimizin ortak görevi ve sorumluluğudur.
BU DÜZENİ VE BU REJİMİ DURDURACAĞIZ, DEĞİŞTİRECEĞİZ, BU GÜCÜ GÖNDERECEĞİZ: Bizler, ortak irade ve en güçlü birliktelikle karanlığı sürdürmek istiyor, bu ülkeyi aydınlığa çıkarma kararlılığıyla yürüyoruz. Başaracağız. Kimse şüphe etmesin. Kesinlikle başaracağız. Bu sistemi ve bu rejimi durduracağız, değiştireceğiz ve bu hükümeti göndereceğiz. Hiç şüpheniz olmasın.
OCAK AYINDA ARTIŞLARLA GÖSTERİLEN ASGARİ FİYAT: Sürekli vergi affı getiriyorlar. Onların derdi kendi yandaşlarını kurtarmaktır. KYK borcu olan milyonlarca genç var. ‘Çıkarlar silindi’ saçmalığı geceye bile ulaşmadı. Milyonlarca genç hala binlerce liralık anapara ve faiz borcu altında eziliyor. Adliyelerini icra evrakı deposuna çevirdiler. Milyonlarca kamu çalışanı, yıllardır talep ettiği 3600 ek gösterge hakkına ulaşamadı. Aralık ayında açıkladıkları 8 bin 500 TL’lik taban fiyat, Ocak ayındaki artışla birlikte eridi, daha da eriyecek.
EYT’TEN YARDIM EDİLEN PARALAR, şu düzenin yalan ve kara propagandasına harcanıyor: EYT sözü verdiler. Geciktirirler. EYT’lilere bir an önce ödenmesi gereken maaşların üzerine çöküyorlar. Emekliden, işçiden, dar gelirliden, yoksuldan, çocuktan, EYT’liden kesilen paranın nereye gittiğini biliyoruz. Bu da sistemin palavra ve kara propagandasıyla heba ediliyor. Trol ordusuna harcandı. En büyük kalem savaş siyasetinedir. Bu hükümet savaş politikalarıyla ayakta kalmaya çalışıyor.
UMUT BURADA, GELECEK BİZİZ: Bu ülkede et bile ne kadar acınası bir karne hediyesi haline geldi. Bir şişe su 50-60 TL idi. Ancak yüzleri yok ki bu gerçeği görebilsinler ve bu politikaları geliştirebilsinler. Bu seçimlerin en kritik noktası burasıdır. Gerçek ve saçmalık ayrımını ortadan kaldırmaya yönelik iktidarın manipülasyonlarına karşı gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarmak. Dolayısıyla ittifakımız hakikat siyasetinin ittifakıdır. Bu ülkenin haklarına doğruları söylemek ittifakıdır. Doğrularla ilerleyerek geleceği demokrasi, adalet, barış ve emek üzerine inşa etmek için bir ittifaktır. Yani umut burada, gelecek biziz.
TÜM TÜRKİYE HALKININ ÖNÜNDE UĞUR MUMCU’YU SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUM. : İktidarın bu ülkede sürdürmek istediği rejimin diğer ayağı da bu işkence ve cezasızlık politikasıdır. Bugün Uğur Mumcu’nun vahşice katledilmesinin 30. yıl dönümü. Uğur Mumcu 24 Ocak 1993’te karanlık güçler tarafından hedef alınarak haince katledildi. Karanlık diyorum ama aslında karanlık değil. Karanlıkta kaldı. Katillerin ve bu katliam planlarının nerede ve nasıl pişirildiğini ve uygulandığını biliyoruz. Bunca yıldan sonra davalar toplumun hiçbir kesimini tatmin etmedi. Şimdi zaman aşımı tehlikesi var. Buradan tüm Türkiye halklarının önünde Uğur Mumcu’yu saygı ve rahmetle anıyorum. Söz veriyoruz, bu karanlığa mutlaka son vereceğiz. Işığın her alana hakim olmasını sağlayacağız. Maymun Musa… (Musa Anter) O da karanlık güçlerin hedefi oldu. Tıpkı bunun sonucunda senaryoların öldürüldüğü gibi. 20 Eylül 1992. Rehberimiz, hocamız, ustamız, mamostemiz (Kürtçe: hocamız) Maymun Musa cinayeti karanlığa gönderildi. Zaman aşımına uğradı. Maymun Musa sana söz veriyoruz, mirasını yaşatacağız ama bu karanlığı mutlaka aydınlatacağız.
YARGIYA DAHA AÇIK BİR TEHDİT OLABİLİR Mİ: Bugün hükümetin küçük ortağı buradan esti, yine kükredi. Anayasa Mahkemesi’ne talimat gönderir. Talimatları Anayasa Mahkemesi’ni tehdit etsin. Açıkça şantaj yapıyor. Artık Anayasa diye bir şey yok. Anayasayı çiğnemek şöyle dursun, çiğnemekten de en ufak bir çekinceleri yok. Çünkü onların kurtuluşu kanunsuzluk ve zorbalıktadır. Anayasa Mahkemesi bugün ne diyor? Bunu kendimiz için değil, Türkiye’deki tüm demokrasi güçleri için, adalet ve özgürlük, emek ve barış idealleri için istiyoruz. ‘HDP’ye karşı bu kararı hemen almazsanız, yani bu talebi reddetmezseniz vatan hainisiniz’ diyerek Anayasa Mahkemesi’ni tehdit ediyor. Yargıya bundan daha açık bir tehdit olabilir mi? Bu sadece MHP’nin sözü veya söylemi olarak anlaşılmamalıdır. Bu iktidar siyasetidir. Bu rejimin politikasıdır. Hep birlikte halka hesap verecekler.
HALKIN DEMOKRATİK MECLİSİ OLUŞTURMAK İSTİYORUZ: Bizim söylediğimiz şudur: Bu topraklarda yaşayan tüm halklardan, inançlardan, kimliklerden, cinsel yönelimlerden ve kültürlerden adaylar arıyoruz. Adayınızı tartışıyoruz. Böyle bir aday yapmak istiyoruz. Emekçilerin, emekçilerin, mazlumların ve alın teri dökenlerin adayı olacaktır. Kadınları, gençleri ve ekolojistleri temsil edecek bir ses. Eşit yurttaşlık, özgürlük ve adalet temelinde demokratik bir cumhuriyetin yolunu açmak ve yenisini kurmak amacıyla milletvekili seçimlerine hazırlanıyoruz. HDP olarak amacımız Meclisi en geniş katılımlı, tüm renklerin, halkların ve inançların temsil edildiği bir platform haline getirmektir. Başka bir deyişle, halkların demokratik bir meclisini oluşturmak istiyoruz. Bunu yapacak gücümüz var.”